Kronik günlük baş ağrısı nedir? Sebepleri nelerdir?
8 mins read

Kronik günlük baş ağrısı nedir? Sebepleri nelerdir?

Dünya genelinde 1 milyar insanı etkileyen kronik baş ağrısı, farklı sebeplere bağlı olarak ortaya çıkabilen ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen yaygın bir sağlık sorunudur. Peki, kronik günlük baş ağrısı nedir, hangi durumlarda ortaya çıkar ve tedavi planlaması nasıl yapılır? Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Dilek Necioğlu Örken, sizler için anlatıyor.

 

Kronik dünyada 1 milyar kişiyi etkilemektedir ve mutlaka tanı konup edilmelidir. Çünkü aslında kronik baş ağrısı tek bir hastalık türü değil, tüm kronik baş ağrılarını kapsayan bir şemsiye terimdir.

Kronik günlük baş ağrısı probleminin sebepleri nelerdir?

Kronik günlük baş ağrısı, etiyolojisine bağlı olarak birincil ve ikincil baş ağrısı bozuklukları olarak ikiye ayrılabilir. Birincil kronik baş ağrısı bozukluklarının altında organik bir neden yoktur. İkincil baş ağrıları, aşırı ilaç kullanımı, intrakraniyal tümörler, merkezi sinir sistemi (MSS) enfeksiyonları, kafa içi basınç artışı, metabolik anormallikler, travma, vasküler ve yapısal patolojiler gibi ikincil nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar.

Kronik baş ağrıları, günümüzde birçok kişinin yaşam kalitesini etkileyen önemli bir sorunudur. Özellikle, migren tanısı almış bireylerde zamanla baş ağrısının sıklığında ve şiddetinde artış gözlenebilir. Bu durum, baş ağrılarının karakterinde değişiklik olması ve standart ağrı kesicilerin etkisiz hale gelmesi gibi belirtilerle kendini gösterir. Uluslararası Baş Ağrısı Derneği, kronik günlük baş ağrısını (KGBA), en az üç ay süresince, ayda 15 veya daha fazla gün baş ağrısı yaşanması olarak tanımlamaktadır. Bu kriterlere göre, sürekli ve şiddetli baş ağrıları yaşayan hastalar, kronik baş ağrısı kategorisinde değerlendirilir.

Migreni olan hastalarda, baş ağrısı paternindeki bu tür değişiklikler, detaylı bir nörolojik inceleme ve gerekirse ileri tetkiklerin yapılmasını gerektirir. Özellikle, baş ağrısı sıklığında ve şiddetinde belirgin bir artış gözlenmesi, ikincil baş ağrısı nedenlerinin dışlanması amacıyla ek incelemelerin yapılmasını zorunlu kılar. Bu bağlamda, kontrastlı kranial manyetik rezonans görüntüleme (MRG), enfeksiyon, enflamasyon ve tümör gibi potansiyel nedenleri daha duyarlı bir şekilde saptayabilen önemli bir tanı aracıdır.

Bazen hastalarımız kontrastlı incelemeden çekinirler. Ancak kontrastlı MRG enfeksiyon, enflamasyon ve tümör gibi nedenleri saptamakta daha duyarlı bir incelemedir.

Kadınlarda görülme oranı erkeklere göre daha fazladır

Bir baş ağrısı kliniğinde görülen hastaların yüzde 40’ına kronik baş ağrısı tanısı konulmaktadır. Kadınlarda görülme oranı erkeklere göre 3 ila 5 kat daha fazladır. En sık görülen birincil baş ağrıları, kronik migren baş ağrısı, kronik gerilim tipi baş ağrısı, hemikrania kontinua ve yeni günlük inatçı baş ağrısıdır. En sık görülen ikincil baş ağrıları ise ilaç kötüye kullanım baş ağrısı, beyin tümörleri ve idyopatik intrakranial hipotansiyondur.

Kronik migrenin tipik özellikleri tek taraflı, zonklayıcı, orta ila şiddetli olması ve bazen auranın eşlik etmesidir. Bulantı/kusma ve ışık/ses hassasiyeti olabilir. Epizodik migrenler kronik migrene dönüşebilir.

İki taraflı, zonklayıcı olmayan ve ilişkili semptomların bulunmadığı kronik baş ağrıları kronik gerilim tipi baş ağrısı olarak sınıflandırılır.

Hemikrania kontinua tek taraflıdır, otonomik semptomları vardır (aynı tarafta göz ve burun akıntısı gibi) ve alevlenmelerle birlikte süreklilik gösterir. İndometazine yanıt bu baş ağrısı formunu ayırt etmeye yardımcı olur.

Yeni günlük ısrarcı baş ağrısı aniden ortaya çıkar ve başlangıcından sonraki 24 saat içinde aralıksız hale gelir. Hastaların tipik olarak daha önce baş ağrısı öyküsü yoktur. Nadir görülür ve tedaviye dirençlidir.

Kronik aşırı ilaç kullanımı baş ağrıları genellikle diğer akut ve kronik baş ağrısı tipleriyle örtüşür. Analjezikler migren ve gerilim tipi baş ağrılarında semptom kontrolü için yaygın olarak kullanılmaktadır. Hastalar analjeziklerin aşırı kullanımıyla istemeden baş ağrısı sıklığını artırmaktadır. Basit ağrı kesiciler, triptanlar, ergotaminler, non-opioid ve opioid analjezikler dahil olmak üzere kullanılan tüm ağrı kesicilerle ortaya çıkabilir.

Kronik migren baş ağrısı bireyselleştirilmiş tedavi yaklaşımı önemlidir

Kronik migren baş ağrısı tanısı konulan hastalar için, bireyselleştirilmiş ve çok yönlü bir tedavi yaklaşımı, ağrı sıklığını ve şiddetini azaltmada büyük önem taşır. Bu tedavi, hem farmakolojik hem de yaşam tarzı değişikliklerini içerebilir. Farmakolojik tedavi genellikle, tansiyon, depresyon ve epilepsi ilaçları gibi önceden mevcut ilaçların yanı sıra, migrenin özgül mekanizmalarını hedef alan yeni nesil ilaçlar olan kalsitonin gen ilişkili peptit (CGRP) antagonistlerini de kapsar. Bu ilaçlar, migren ağrılarının sıklığını ve yoğunluğunu azaltmak için tasarlanmıştır ve birçok hastada önemli derecede iyileşme sağlayabilir.

Tedavi planının bir diğer önemli yönü, hastaların yaşam tarzı değişikliklerini benimsemeleridir. Uykunun düzenlenmesi, sağlıklı bir diyetin uygulanması, yeterli sıvı tüketimi, kafein alımının sınırlandırılması, düzenli egzersiz yapılması, etkili stres yönetimi tekniklerinin öğrenilmesi ve sigara kullanımının bırakılması gibi değişiklikler, migren baş ağrısının yönetilmesinde yardımcı olabilir. Bu yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisinin etkinliğini artırabilir ve hastaların genel sağlık durumunu iyileştirebilir.

Başarılı bir tedavi süreci sonucunda, migren baş ağrısının sıklığı ve şiddeti önemli ölçüde azalabilir. Hastalar, azalan ağrı sıklığı ve ilaçlara daha iyi yanıt verme sayesinde, daha iyi bir yaşam kalitesine kavuşabilirler. Bu, kronik migren baş ağrısı olan hastalar için umut verici bir gelişmedir ve etkili bir tedavi planının, migrenin olumsuz etkilerini nasıl hafifletebileceğine dair güçlü bir örnek teşkil eder.

Abone Ol
Güncell haberleri takip etmek için bültenimize kayıt olabilirsiniz.
Bu formu bitirebilmek için tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.