Fransa Rusya’ya mı saldıracak?
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Polonya Başbakanı Donald Tusk Berlin’de buluştu. Macron’un ‘Ukrayna’ya asker yollayabiliriz’ çıkışının ardından gerçekleşen görüşme nasıl geçti? Ukrayna’ya destek ile ilgili hangi mesajlar verildi? Detayları CNN TÜRK Paris Temsilcisi Arzu Çakır Morin aktardı.
CNN TÜRK Paris Temsilcisi Arzu Çakır Morin detayları şu ifadelerle aktardı;
Macron’un bu toplantıya nasıl gittiğini, Amerika’daki temasların ardından bu Avrupa’daki Almanya-Fransa bölünmesinin tehlikesini ortaya koyduğu ve bir an evvel Olaf Scholz ve Emmanuel Macron’un bir birlik görüntüsü sağlaması gerektiği şeklinde bu toplantıya gidildi.
Görüntülerde eller sıkışıldı, birlik görüntüleri verildi ve gülümseyen yüzler vardı. Bu sadece görüntüde böyle oldu. Macron-Scholz arasındaki görüş ayrılıkları, özellikle iki ana konudaki görüş ayrılığı değişmedi. Fakat şimdilik kamuoyu önünde tartışmaktan vazgeçtiler.
26 Şubat’taki Paris gerçekleşen Ukrayna toplantısından sonra kameralar önünde atışmaya başlamışlardı. İki lider arasında iki konu kaldı. Bu konuda hala bir ilerleme sağlanabilmiş değil.
Birincisi, asker gönderme konusu. Scholz buna kesinlikle karşı çıkıyor. Hatta bu toplantıdan birkaç saat sonra mecliste bir oylama oldu ve Taurus füzelerini gönderme konusunda yine bir uzlaşma sağlanamadı.
Anlaşamadıkları ikinci konu mühimmat desteği. 15 Mart’a kadar NATO üyesi Avrupa Birliği ülkelerinin, Ukrayna’ya 1 milyon top mermisi sağlaması ve mühimmat sağlaması gerekiyordu. Bunu veremedi. Bunun alanda eksiği çok hissedildi. Zelenski’nin ağzından verilen bu rakam yüzde 30’u kadardı. Şimdi Macron bunun üçüncü ülkelerden kredi alınmasını savunuyor. Olaf Scholz bunun için kredi alınmasına karşı çıkıyor. Kendi bütçe olanaklarıyla bu işin çözülmesini öneriyor. Dolayısıyla bu iki konuda uzlaşmazlık tamamıyla devam ediyor. Bir ilerleme sağlanabilmiş değil.
AVRUPA BİRLİĞİ VE NATO İÇERİSİNDE BU NE ANLAMA GELİYOR?
Avrupa Birliği bu anlaşmazlık yüzünden ikiye bölünmüş durumda. İki görüş hakim. Birincisi Macron’un da şartların çok zor olmasından dolayı yaptığı ‘Acil kendine gelmeli yoksa Rusya ilerliyor’ açıklaması birtakım ülkelerde yankı buldu. Önce herkes karşı çıktı. Daha önce bu çizgiyi İngiltere savunuyordu. Avrupa Birliği üyesi değil ama NATO üyesi olarak kendi aralarında bunu savunuyorlardı. Polonya gibi birtakım ülkelerde ‘Neden olmasın. Olabilir’ şeklinde bir takım destek açıklamaları geldi.
Ancak bunun karşısında başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere NATO içerisinde, Avrupa içerisindeyse Yunanistan, İspanya, Portekiz, İtalya, Slovakya gibi ülkeler tamamıyla karşı. Bu işi ilk dillendiren Slovakya, ‘Eğer asker göndermeyi düşünüyorlarsa akıllarından bile geçirmesinler’ demişti. Böyle bir ikili cephe oluştu. Şu anda Avrupa Birliği içerisinde ciddi bir bölünme oluştu.
Macron’un karşısında daha mantıklı, daha pratik gidilmesini isteyen bir ekip var. Şu anda Zelenski’de ‘Biz asker istemiyoruz, biz mühimmat istiyoruz’ şeklinde açıklamalar yapıyor. ‘Önce bize söz verdiğiniz mühimmatı ya da ihtiyacımız olan silah ve mühimmatı sağlayın’ diyor.
Bu anlamda Scholz’un başını çektiği ekipte ‘Önce üzerimize düşeni yapalım. Nükleer tehdit nedeniyle de bu söylemleri, tedirginliği, gerginliği artırmayalım. Rusya’nın söylemlerine destek verici ya da onların birtakım söylemlerini ortaya çıkaracak, bir takım tırmanma doğuracak açıklamalardan kaçınalım’ diyorlar. Bu iki görüş şu anda çalışıyor. 21-22 Mart’ta Avrupa Birliği Zirvesi var. Bu bir numaralı gündem maddesi olacak.