Ankara’dan Refah uyarısı: Felaket olur!

İsrail Refah’a operasyon için harekete geçerken, Ankara’da ateşkes ve insani yardım çabaları için devrede. İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi sonrası izlenecek yol haritası ve Ankara’nın atacağı adımların hedefinde İsrail’in baskı altına alınması var. Refah’a operasyon “Felaket” olarak nitelendiriliyor.

ANKARA FELAKETE DİKKAT ÇEKİYOR…

İsrail ordusunun Güney Gazze’deki Refah kentine operasyonu an meselesi. Ankara hem insani hem bölgesel felakete dikkat çekiyor. 280 bin nüfuslu Refah, Gazze’ye saldırıların artması sonrası yaşanan göç dalgası ile 1,5 milyon nüfusa ulaştı. Şimdi İsrail’in buraya dönük bir operasyonu ile hem sivil ölümlerin artması hem de yeni göç dalgası ile açlık ve kıtlık tehlikesinin boyut kazanması riski var. Ankara bu durumun önüne geçmek için ateşkes sürecinin zorlanması yönünde çabalarına hız verdi. Diplomatik kaynaklar “Meseleyi karanlık sokaklara sürükleme çabasındaki ülkelerin tekelinden çıkarmak gerekiyor.” görüşünde.

TÜRKİYE’NİN GİRİŞİMLERİNİN ARKA PLANI

Bu kapsamda sorunun uluslararası hukuk ve insani değerler çerçevesine oturtulması, Arap ve İslam ülkelerinin ötesine taşınması hedefi ile hareket edilecek. Türkiye’nin İsrail’e yönelik aldığı ticareti durdurma kararı da bu politikanın uzantısı olarak görülüyor. Bu adımı Arap ülkeleri dışında bir ülkenin atmış olduğuna dikkat çekiliyor. Ayrıca karar sadece Türkiye’den giden malları içermiyor. Üçüncü ülkelerin mallarının da Türkiye üzerinden gitmesi artık söz konusu olamayacak. Böylece Türkiye’deki aracı firmalar üzerinden İsrail’e mal gönderen ülkelere de bir baskı yapılmış olacak.

YU

TÜRKİYE’DEN DÜNYAYA SORUMLULUK ÇAĞRISI

Avrupa Birliği içinde İrlanda gibi Filistin’i tanımayan ülkeler yakın markaja alınacak. Onların teşvik edilmesi için çaba gösterilecek. Bir diğer önemli adım da İslam işbirliği Teşkilatı Zirvesi sonrasında alınan Filistinlilere koruma sağlanması kararı. Koruma sorumluluğu, 2005 yılında Birleşmiş Milletler dünya Zirvesi’nde kabul edilen soykırım, savaş suçları, etnik temizlik gibi insanlık suçlarını önlemeyi amaçlayan bir taahhüt. BM Güvenlik Konseyi karar alırsa uluslararası koruma sağlanabiliyor. Ruanda, Bosna Hersek, Myanmar gibi örnekleri var. Türkiye’nin girişimleri ile zirve bildirisinde de yer alan bu kararın uluslararası sorumluluk kapsamında baskı oluşturan bir adım olabileceği belirtiliyor.